Hasta Bina Sendromu, bir bina içindeyken ortaya çıkan ve bina terk edildikten sonra ortadan kalkan belirtiler dizisidir. Bu belirtilerin bazıları boğazda ve gözlerde tahriş, öksürme, hapşırma, baş dönmesi, mide bulantısı ve yorgunluk olarak sıralanabilir. Binalardaki hijyen koşullarının optimum seviyede olmaması, kış aylarında binaların yeterince havalandırılmaması ve sonucu ortaya çıkan Hasta Bina Sendromu hala yaygın olarak bilinmiyor veya kamuoyunda “plaza hastalığı” olarak adlandırılıyor. Ortaya çıkmasındaki en büyük etken yetersiz havalandırma, kimyasal ve mikrobiyal kirlilik olarak göze çarpıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından çeşitli zamanlarda yayınlanan raporlara göre insanlar vaktinin %90’ını kapalı ortamlarda geçiriyor. Bu vaktin %70’i iş yerlerinde harcayan insanlar ve %20’sini de evlerinde geçiriyorlar.
Hasta Bina Sendromunun Zararları Nelerdir?
Her yıl 5.5 ile 7 milyon arasında kişinin hava kirliliğinden dolayı öldüğü düşünülüyor. Bu sayının 4 milyonu ise kapalı mekandaki hava kirliliğinden kaynaklanıyor. Bu konuya dikkat çeken Danimarka Teknik Üniversitesi’nden Jan Sundell ve birçok diğer bilim insanı “hastalık ve ölümlere aslında kapalı alan kirliliğinin sebep olduğunu” düşünüyorlar.
Hasta Bina Sendromunun sağlığı olumsuz etkilemesi dışında başka olumsuz sonuçlara da yol açan bir faktör olarak da kalmıyor. Sendromun oluşmasına sebep olan belirtiler sağlık harcamalarının artmasına ve iş gücü kaybının yaşanmasına da sebep oluyor. Örneğin, Amerikan Çevre Koruma Örgütü’nün verilerine göre 1993’te Amerika’da harcanan yıllık sağlık harcamasının 60 milyar HSB kaynaklı.
Hasta bina sendromu kaynaklı sağlık sorunları yüzünden işe gelemeyen çalışanların sebep olduğu zaman kaybı ve maliyet artışı yüksek rakamlarla ifade ediliyor. Araştırmalara göre psikolojik etkenler yüzünden verimin düşmesi Birleşik Krallık’taki işverenler için 30 milyar poundluk bir zarara sebep oluyor.
Hasta Bina Sendromuna Karşı Alınacak Önlemler Nelerdir?
HBS kompleks bir sorun olduğu için tanı ve teşhislerin yapılması için sadece sağlık uzmanları değil, mühendis ve mimarların da bina yapılarıyla ilgili olarak görüşlerine ihtiyaç var. Buna rağmen, uzmanların araştırma sonuçlarına dayalı olarak elde ettiği bulgulara bazı önlemler almanın da mümkün olduğu biliniyor.
BOMA International kuruluşuna göre hasta bina sendromunun olmadığı bir çalışma ortamı yaratmak için sıcaklık ve nem koşullarının optimize edilmesi ve bina içi hava kirliliğine yol açan maddelerin ortadan kaldırılması gerek.
Hasta bina sendromunun önüne geçmek amaçlı alınacak önlemleri 6 başlıkta sıralayabiliriz:
- Islak veya nemli alanların temizlenmesi, kurulanması ve durulanması gerek. Böylece, rutubet veya kirliliğin önüne geçilebilir. Üst seviye hijyeni sağlamak amacıyla profesyonel bir temizlik hizmeti alınması öneriliyor.
- HVLS fanlarının havalandırma için kullanılmasıyla bina içi hava döngüsü düzeltilmeli. Kullanılan fanların ASHRAE standartlarına uygun olması gerekli.
- HVAC ve bina yönetim sistemleri kullanılarak bina içi enerji yönetimi verimli hale getirilmeli; ısıtma, havalandırma, iklimlendirme gibi kontrollerin tek elden kontrol edilmesi sağlanmalı.
- Özellikle sigara içilen alanlarda mutlaka hava döngüsü sağlanmalı.
- Bina içinde kullanılan materyallerin VOC ölçümü düşük ve doğal hammaddeden yapılmasına dikkat edilmeli.
- Düzenli bir şekilde binanın havalandırılması, camların uygun yerlerde kullanılması sağlanmalı.
Özetle; hasta bina sendromunun çözümü için entegre bina ve tesis yönetim çözümleri, modern teknoloji ve kişisel farkındalığa ihtiyaç var.